Jeoloji Mühendisleri Odası İl Temsilcisi Yahya Daban, Kütahya’da yapılaşmanın zeminin sağlam olduğu bölgelerde olması gerektiğini bildirdi.
Daban, Kütahya Ajansı’na yaptığı açıklamada, “asrın felaketi” olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli depremlerinin zemin etüdünün önemini birkez daha ortaya çıkardığını söyledi.
Kütahya’nın yeni yapılaşmasının zeminin sağlam olduğu bölgelere kaydırılması gerektiğini savunan Daban, “Kütahya için uygun alanlar var. Örnek verecek olursak Parmakören Mahallesi’nin kuzeyine doğru TOKİ konutlarının bulunduğu alanlar. TOKİ konutlarının kuzeyleri aynı şekilde İnköy ve Parmakören mahallelerinin kuzeybatısına doğru üniversite kampüsüne doğru giden alanlar. Buralar şu an için uygun gözüküyor.” dedi.
Daban, diğer alanlara da İnşaat tekniği açısından buralara zemin güçlendirmesi çalışmalarının yapılmasından sonra bina inşa edilebileceğini aktardı.
– KÜTAHYA’DA OVALARA BİNA YAPMAK EKOSİSTEME ZARAR VERİYOR
Her şeye inşaat tekniği gözüyle bakılmaması gertektiğini ovalardaki yapılaşmanın ekosisteme zarar verdiğini belirten Daban, şöyle devam etti:
“Buralarda zemin güçlendirme dediğimiz olay yerin altına 7-8 metre kalınlığında bir beton tabaka oluşturuyoruz. Yani bu tabakalar yeraltı sularına zarar veriyor. Ondan sonra ekosisteme zarar veriyor. Yağmur ve kar sularının, yer altı sularını beslemesini engelliyor. Sel riskini arttırıyor. Buradaki yapılar iptal edilmiş olsa bile burada ağaç yetiştirmek, bitki yetiştirmek imkansız hale geliyor. Dolayısıyla çevre felaketine yol açıyor. Biz buralardan, yapılaşmadan bunun için de kaçınmamız gerekir.”
“BİNALARIN KOLONLARI KESİLİYOR”
Binaların kolonlarının kesilmesi, kirişlere zarar verilmesinin son derece tehlikeli olduğunu vurgulayan Daban, şunları kaydetti:
“Şimdi tabii bina yapıldıktan sonra bina dört dörtlük yapılabiliyor çoğu zaman. Yani herhangi bir mühendis hatası olmuyor. Bir müteahhit hatası olmuyor. Malzemeden kaynaklanan bir hata olmuyor. Dört dörtlük yapılabiliyor. Ama daha sonradan bilinçsiz biri gelip kolon kesebiliyor. Dükkan genişletmek için veya dairesinin bir odasını başka bir odasına katmak için aradaki duvar yıkılabiliyor. Veya boru geçirmek için kirişler tahrip edilebiliyor. Vatandaşımız ‘kolonu kesersem bir şey olmaz. Bina ayakta durabilir’ diye düşünüyor. O an için durabilir ama bir deprem anında bu mekanizmanın çalışmasını bozuyorsun. Statiğini bozuyorsun binanın. Dolayısıyla yıkımına sebep oluyorsun. Bunlar göz ardı edilmemeli. Yani kolon kesmek demek, kirişleri tahrip etmek demek, temelleri tahrip etmek demek, binayı yıkmak demekle aynı.”
ZEMİN SAĞLAM OLMALI
“Binayı çelikten de yapsanız en kaliteli betonu da kullansanız her tarafı demirle de donatsanız zemin sağlam olmadıktan sonra hiçbir anlam ifade etmez.” diyen Daban, “Zemin etüt raporunda jeoloji mühendisinin belirttiği hususlara uyulmadıkça binaya güvenli diyemeyiz. Deprem olmadığı zaman ayakta durması bunu güvenli sağlamıyor. Binanın güvenliği deprem anındaki davranışında ortaya çıkıyor.” ifadelerini kullandı.
Yahya Daban, zemin sıvılaşması olan bölgelere de bina inşa etmenin tehlikeli olduğunu sözlerine ekledi.