MEB bünyesinde 37 yıl boyunca öğretmenlik, idarecilik ve müfettişlik yapan İbrahim Özçelik, 2004 yılında emekliye ayrıldıktan sonra 4 kitap yazmış ve eğitim tutkusundan hiç vazgeçmemiş biri olarak biliniyor. Şimdi ise, bu uzun tecrübesiyle öğrenci sıralarına geri dönmüş durumda. Özçelik’in 3 çocuğu ve 5 torunu bulunuyor.
DPÜ Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Kamu Yönetimi Bölümü öğrencisi Özçelik:
“Her gün öğrencilerimden yeni şeyler öğrenerek eve dönüyorum. Öğrencilerimden aldığım bilgi ve deneyimler beni çok mutlu ediyor. Bu ortamda bulunmaktan büyük zevk duyuyorum ve kendimi genç hissediyorum.”
Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) bağlı olarak birçok ilde okullarda öğretmenlik, idarecilik ve müfettişlik görevlerinde bulunduktan sonra 55 yaşında emekliye ayrılan İbrahim Özçelik, lisans eğitimini tamamlamış ve 5 torun sahibi biri olarak biliniyor. Şimdi ise, eğitim tutkusunu yaşamının ilerleyen dönemlerinde de sürdürerek, Kütahya’da 75 yaşında yüksek lisans eğitimine başladı.
Özçelik, 1967’de başladığı meslek yaşamında 37 yıl boyunca özveriyle çalıştığı mesleğinden 2004’te emekliye ayrıldı. Ancak eğitim sevdasından, insanlara bilgi ve deneyimlerini aktararak faydalı olma isteğinden hiç vazgeçmedi.
Emekliliğinde 4 kitap yazan Özçelik, 2023-2024 akademik yılında 3 yıl süreli Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Kamu Yönetimi Bölümüne girerek yıllar sonra öğrenciliğe geri döndü.
İki oğlundan biri Ankara’da Türk Silahlı Kuvvetleri’nde yarbay rütbesiyle görev yaparken, diğeri İngiltere’de yaşayan İbrahim Özçelik’in kızı ise Eskişehir’de İngilizce öğretmeni olarak çalışıyor. Emekli eğitimci Özçelik, torunları yaşındaki öğrencilerle aynı sınıfta eğitim alıyor.
Ders aralarında sınıf arkadaşlarıyla okulun kantininde vakit geçiren Özçelik, kampüste gençlere yaşadığı hayat tecrübelerini aktarıyor.
İlk günlerde sınıfa girdiğinde hoca zannedenler oldu
Yüksek lisans öğrencisi İbrahim Özçelik, mesleğe köy öğretmeni olarak başladığını ve Gazi Eğitim Enstitüsü Tarih Bölümü’nü bitirdikten sonra uzun yıllar okullarda idarecilik ve maarif müfettişliği yaptığını söyledi.
Emekli olduktan sonra kendini boşlukta hissettiğini belirten Özçelik, “Tarih konularında araştırmalar yaptım. Milli Eğitim’in tarihini, Köy Enstitüleri’ni, Atatürk’ün bilinmeyen yönlerini yazdım. Kütahya’nın işgal yıllarını belgelerle ele aldım ve 4 kitabım yayımlandı. Son kitabım yayımlandıktan sonra tekrar boşlukta hissettim ve yapabileceğimi düşünmedim. Bu sefer de ‘Ben öğrenci olayım’ dedim.” ifadesini kullandı.
DPÜ yetkililerinin yüksek lisans konusunda yardımcı olduğunu ve genç öğrencilerle ders almaya başladığını belirten Özçelik, yeniden öğrenci sıralarında olmaktan büyük mutluluk duyduğunu dile getirdi.
İlk günlerde henüz tanışmadığı sınıf arkadaşlarının kendisini hoca zannettiğini ifade eden Özçelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gençlerin arasında öğrenci oldum. ‘Bin biliyorsanız da bir bilene sorun’ felsefesinden hareketle her gün hocalarımdan bilgi alarak evime dönüyorum. Zevkle hocalarımdan ders alıyorum. Böyle bir ortamda bulunduğum için ayrıca çok mutluyum. Kendimi genç hissediyorum. Öğrenmenin sonu yoktur. Bazı öğrenci arkadaşlarımın ilköğretimdeyken, ortaöğretimdeyken sınıflarına girmiştim. Onlar zaten beni hemen tanıdılar. ‘Hocam siz müfettiştiniz, falan yerde bizim dersimize gelmiştiniz’ dediler.”
Torunlarından 3’ünün üniversite, 2’sinin lise öğrencisi olduğunu belirten Özçelik, yüksek lisansı bitirince akademisyenlikte kariyer yapma konusunda henüz karar vermediğini sözlerine ekledi.
“Hocamızdan bizler de çok şey öğreniyoruz”
Kamu Yönetimi Bölümü Siyaset ve Sosyal Bilimler Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selami Erdoğan da Özçelik’in çok heyecanlı bir öğrenci olduğunu, sınıfta diğer öğrencilere kısa sürede uyum sağladığını belirtti.
Onun disiplinli bir öğrenci olduğunu dile getiren Erdoğan, “Derse saatinden önce gelir. Üniversitede pek alışık olmadığımız bir durumdur. Verdiğimiz ödevleri titizlikle yapar, sürekli bize sorular sorar. O açıdan bizim kendimizi geliştirmemize bile katkıda bulunur. Anadolu’nun dört bir coğrafyasında görev yapmış hocamızdan bizler de çok şey öğreniyoruz.” diye konuştu.
Sınıf arkadaşlarından Fatma Kızılarslan, Özçelik’in gerek derse katılımı ve ilgisi gerek mesleki deneyimiyle kendileri için rol model olduğunu vurguladı.
Kübra Malkoç Yılmaz, sınıf arkadaşı Özçelik’i ilk gördüğünde derse girecek hoca sandığını ancak öğrenci sıralarına oturunca çok şaşırdığını söyledi. Rakip Yalçın da yaşı itibarıyla Özçelik’in hayat tecrübelerinden yararlandıklarını ifade etti.
FOTOĞRAFLARIN DEVAMI İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ.
Yazı Sona Erdi!
Yüklenemedi, lütfen tekrar deneyiniz.
